Günümüzde en önemli "Nevroz" bağımlılıktır. Başkalarının bizimle ilgili görüşleri, ne düşündüğü, onaylanmak, maddiyat, başarı… konularındaki bağımlılıklar hayatımızı kontrol eder. Bu bağımlılıkların arkasında da korkular yatar. Kaybetme korkusu, başarısızlık korkusu, sevilmeme korkusu gibi…
"Çocuğunuzu koşulsuz mu seviyorsunuz?" diye sorsak, herkesten "elbette, kesinlikle" cevabını alırız . Doğrudur da, herkes çocuğunu canı gibi sever. Peki, çocuklarımıza bunu nasıl yansıtıyoruz acaba? Onların akıllarında, kalplerinde yatan inanç ne? Farkında olmadan sevgimizi bir silah gibi kullanıyor olabilir miyiz? Sizlere uzun vadede sonuçlarını düşünmeden yapılan bazı yanlışların çocuklar tarafından nasıl algılandığının örneklerini vermek istiyorum.
Terbiyeli ol, uslu ol, akıllı ol, abin gibi ol, ol… ol… ol…ol… ol… (ki seni sevelim!)
Tembelsin, yaramazsın, huysuzsun… (davranış kişiliğe yansıtılmış, kişiliğe saldırı yapılmıştır, zamanla çocuk kendi kişiliğini bu şekilde onaylayacaktır, davranış kişilikten daha önemli değildir, önemli olduğu yerde koşullu sevgi başlar. Tabi ki davranış sözlerden önemlidir; ama kişiliğin değeri değildir.)
Çocuğunuzun yaptığı ne olursa olsun, sizin ona karşı sevginizin değişmeyeceğini onun çok iyi anlamasını sağlayın. Sadece iyi bir şey yaptığında sevgimizi dile getirmek ya da yansıtmak çocuğa ileride bir yanlış yaptığında ona yanlışını saklaması gerektiğini öğretir. Sebepsiz yere sevgimizi göstermeliyiz. Büyüdükçe çocuklar daha az kucaklanıp, öpülürler ve kendilerinin artık sevilmeye değer olmadıklarını düşünebilirler.
Çocuklar büyüdükçe, sosyalleştikçe kendisi için önemli olan şeyleri anlatma ihtiyacı duyar. Ebeveynler onu yeteri kadar empatiyle dinlemezse (arkadaşlarıyla konuştuğu gibi önemsemezse) çocuk zamanla ailesi ile iletişimi koparmaya başlar, önemsenmediğini hisseder.
Her fırsatta çocuğunuza ne kadar değerli olduğunu ve onu ne olursa olsun çok seviyor olacağınızı anlamasını sağlayın. (Özellikle "anlatın" demiyorum; çünkü sizin ne anlattığınızın bir önemi yok, çocuğunuzun ne anladığı önemli.)
Sevgi her şeyin ilacıdır, bütün kapıların anahtarıdır. Koşulsuz sevgiyle büyümüş çocuklar, kendilerini değerli hissederler; bunun için de ileriki hayatlarında kendilerine ve başkalarına zarar verecek davranışlarda bulunmazlar. Sonuçta hepimizin amacı mutlu, sağlıklı, başarılı çocuklar yetiştirmek. Bunun da birinci koşulu "koşulsuz sevgi". Sevgiyle kalın…
Arzu Bıyıklığlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu