Maymun iştahlı

//Maymun iştahlı

Maymun iştahlı

Çalışmalarımda kişilerin, kendilerini beyinlerinde nasıl tanımladıklarını fark etmeleri ve olumsuz buldukları yanlarını güçlendirmeleri için isim analizi yaptırırım. Hepimizin isminin genel bir sözlük anlamı vardır, bir de bizim kendi beynimizde adımıza yüklediğimiz anlamlar vardır. Adınız Ayşe ise şöyle bir açılım yapabilirsiniz;

Ayşe güler yüzlüdür, güzeldir, samimidir, çok konuşur, hareketlidir.

Ayşe kıskançtır, kararsızdır, tembeldir, MAYMUN işTAHLIDIR!

Kişilerin kendilerine yüklediği bu “maymun iştahlı” tanımlaması o kadar fazla ki, ben neredeyse sevgili memleketim insanının % 90’ının MAYMUN işTAHLI olduğuna inanacağım 🙂

Geçmişime baktığımda bu tanımlama bana da hiç yabancı gelmiyor. Ben de çocukken “Arzu çok maymun iştahlı” denildiğini hatırlıyorum ve uzun bir süre kendimi öyle kabul edip, öyle de yaşadım. Ta ki 24 yaşında işe başladığım kurumda, 3 yıl sonra hâlâ çalışıyor olduğumu fark edene kadar. Aslında o zaman bunu fark eden de ben değildim, etrafımdaki insanlar “Arzu çok azimli, sabırlı, tuttuğunu bırakmıyor” gibi yorumlar yapmaya başlamıştı. Bir an, ne oluyor, ben kimim, hangisi gerçek sorularını sormaya başladım. Sonra da seçimimi işime yarayacak, beni ileriye götürecek “Arzu”dan yana yaptım 🙂

Ebeveynlerin çocuklarını yetiştirirken gözden kaçırdıkları en önemli nokta, bebeklikten ergenliğe uzanan dönemde çocukların konsantrasyon, odaklanma sürelerinin belirli aralıklarla yavaş yavaş arttığıdır. Üç-dört yaşında bir çocuktan 30 dk. konsantrasyon beklemeniz doğru olmaz. Özellikle 6 yaşına kadar çocuklar pek çok şeyi denemek, tanımak ister. Bir şeyden başka bir şeye atlamak çocuğun doğasında vardır. Ebeveynler bunu “bizim çocuk maymun iştahlı” diye tanımlamaya başladığında çocuğun bilinçaltı da bunu kabul eder. Ve bilinçaltının görevi kabul ettiği şeyi sürekli olarak gerçekleştirmektir.

ikinci bir etken de çocuğun zaten odaklanma sürecinin kısa olduğu 0-6 yaş arasında, çocuğa çok fazla seçenek sunulmasıdır. Çok sayıdaki oyuncak, kıyafet vb. çocuğun oradan oraya atlamasını tetiklemektedir. Ayrıca doyumsuzluk, tatminsizlik, memnuniyetsizlik durumu oluşturur.

Eğer siz de kendinizi “maymun iştahlı” ya da “çabuk sıkılan” olarak tanımlıyorsanız bunu tekrar bir gözden geçirin. Hayatınızı “maymun iştahlı” olarak geçirmek zorunda değilsiniz 🙂

Muhakkak başlayıp bitirdiğiniz, yarım bırakmadığınız ya da yıllardır severek yaptığınız bir şeyler vardır. Onların bir listesini yapın. Kendinize şu soruyu sorun: “Hiç mi bitirdiğim bir iş yok?” “Hayatımda uzun süredir yaptığım, tamamladığım işler muhakkak vardır” diye düşünün. ilkokulu bitirmediniz mi? Liseyi? Kaç yıldır çocuğunuza bakıyorsunuz. Örgü örmek, kitap bitirmek gibi bitirdiğiniz tüm işleri hatırlayın.

Kendinize “MAYMUN işTAHLI” genellemesi yapmak yerine “bazı işleri yarım bırakıyorum” da diyebilirsiniz. Belki de ilgi alanınıza girmeyen işleri yapmaktan hoşlanmadığınız için yarım bırakıyorsunuzdur. Ve bundan sonra bir işe başlamadan önce onu gerçekten isteyip istemediğinizi, ona ulaşmakla ilgili arzunuzun, motivasyonunuzun yeteri kadar yüksek olup olmadığını düşünerek başlamayı ya da başlamamayı seçebilirsiniz.

NLP’nin dediği gibi “o yaptıysa ben de yapabilirim”. Evet, “ben yaptım siz de yapabilirsiniz”.  Kendinize yüklediğiniz anlamları değiştirmek sizin elinizde, her zaman dediğim gibi “kendinizi dönüştürmeyi seçebilirsiniz”…

Sevgiyle ilerleyin…

Arzu Bıyıklıoğlu

NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu