Kimdir bu gören? Gören göz, zihin gözü… yorumlayan kim? Ben, ego benliği… Ego kim? Tüm öğrenilmiş çaresizliklerimiz, tüm düşünce kalıplarımız, tüm savunma mekanizmalarımız… Ve sonuç “yalan dünya”; her birimizin kurduğu illüzyon içinde yaşadığımız yalan dünyalar. Merak ediyorum daha nereye kadar gidebilir insanlık bu zihin körlüğüyle? Zihin gözünü açmadan kalp gözü açılır mı? Zihin körlüğünden kurtulmak için ne yapmalı?
Kadim bilgelikler ve saf din temelinde bize hep aynı çağrıyı yapar: “Yargılarından, hırslarından, kibir ve korkularından arın, arın, arın” diye seslenir… Yani zihnindeki egondan arın. Yeniden bak hayata, insana… Sıfırdan bak, şu an şimdide yeniden tanı olup biteni sevginin ışığında. İyi-kötü diye etiketlemeden, ben-sen demeden, eski düşünce kalıp yargılarını kenara bırakıp yeniden, gerçekten sıfırdan düşünerek bak olup bitene… Bağlanma bu kadar yargılarına, fikirlerine… kaybetmekten, haksız olmaktan, yanlış anlamış olmaktan korkma … Zihnini kalıplardan kurtar ki gönül gözün açılsın, yüreğini sevgiyle doldur ki gönül gözünle görebilesin… diye seslenirler bize.
Seçim yine bizim güzel insan. Ya zihin aması olarak mutsuz ve huzursuz ayrılacağız bu dünyadan ya da acı yüzleşmeleri yaşama cesareti göstererek, kendi zihinlerimizi arındırarak yeniden, sıfır noktasından görmeye başlayacağız. Gönül gözümüzü açıp hakikat yolunda huzurla ilerleyeceğiz… Ya gerçek sandığımız yalan dünyalarımızın labirentlerinde hapsolacağız ya da hakikat yolunda benliklerimizi yakarak ruhlarımızı özgürleştireceğiz…
Yeniden, sıfır noktasından görebildiğimiz bir hafta olsun 🙂
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu