Bir ömür hızla akıp geçiyor, hele 30 yaşını geçmişseniz zaman adeta koşuyor. Zamanınızı nasıl değerlendirdiğinizi bile gözden kaçırıyorsunuz. Yetişkin olduktan sonra başlayan çalışma hayatı, en verimli olduğunuz çağların neredeyse %33'ünü kapsar. Bazıları için bu oran %50'lere kadar çıkmaktadır. Hayatta bu kadar büyük bir yer kaplayan çalışma alanı, bireyin kişiliğine, değerlerine ve ruhuna hitap etmiyorsa mutsuzluk ve hastalık getirir. Kişinin yaptığı işten memnun olmaması hastalıklara karşı direncini düşürür, anksiyete seviyesini yükseltir, depresyona yol açar ve yaşam tadını kaçırır.
Kendisi için en doğru işi bulmayı başarmış insanlar, işlerini severler, işleriyle eğlenirler, yaratıcılıklarını kullanır ve hayat doyumlarını artırırlar.
Bazı insanlar sosyal ilişkiler için, bazıları para için, bazıları da yaratmak için çalışır. Toplumumuzda meslek seçimleri genelde günün mesleğine, aile işine ya da parasına göre seçilmektedir. Çok az kişi kendi hayalindeki işi ya da kişiliğine, ruhuna uygun tatmin edici işi yapmaktadır.
şimdi, size "siz işinizden ne kadar mutlusunuz, dünyaya bir daha gelseniz yine aynı işi mi yaparsınız ?" diye sorsam, çoğunluk "hayır" diyecektir. Zaten ruhuna, zevkine, yeteneğine göre iş bulunur diye bir şey öğretilmedi kimseye. Hatta hâlâ meslek arayışı içinde olan pek çok gence, ebeveynleri tarafından aynı muamele yapılmakta. Zamanın gözde mesleğini seç ki para kazanabilesin, iş bulabilesin ya da baba mesleğini miras al… (işsizlik var ne bulursan yap, devlete kapağı at gibi.) Böyle yönlendirmeler, topluma daha fazla korkak ve mutsuz insan pompalamaktan başka bir işe yaramaz. Zaten memlekette iş tatmini olmayan, işinde başarısız ve mutsuz olan yeteri kadar insan var.
Bir de madalyonun öteki yüzüne bakacak olursak, acaba sizi mutlu edecek, yeteneklerinizi kullanabileceğiniz, değerlerinize ve ruhunuza hitap eden işin ne olduğunu biliyor musunuz? Bunu bilmeniz için kendinizi çok iyi tanımanız gerekiyor. Pek çok insan iş tatminsizliğini fark eder; ancak ne yapmak istediğini, hangi işte daha başarılı olacağını bilemediği için işinde mutsuz olarak çalışmaya devam eder. Hatta yaptığı işte neden mutsuz olduğunu da tam olarak bilememektedir. Gerçekten, hiç farkında olmadığınız sizi başarısız, mutsuz ya da hasta yapan sebepleriniz vardır. Bir bilseniz kim bilir neler değişecek hayatınızda. Örneğin, dini inançlarına göre paradan para kazanmayı haksız kazanç olarak bilinçaltında tutan birisinin, bankacılık mesleğinde başarılı ya da mutlu olması mümkün değildir. Çünkü değerleriyle, inançlarıyla çelişen bir iş yapmanın rahatsızlığı içindedir. Farkında olmadan bu çalışma hayatı kişinin özel hayatına da mutsuzluk getirir. Ya da bedensel zekâsı yüksek, dokunsal duyuları gelişmiş bir insan masa başı, teknoloji ağırlıklı işlerde mutsuz olacaktır. Gününün büyük bölümünü tatminsiz ve stresli geçiren bir insanın işinde yükselmesi ve yaşamdan haz alması pek mümkün olmayacaktır.
içselleştirilmeden yapılan meslekler zamanla kişiyi hasta eder. işe gitmek istemediğiniz için sık sık hasta olursunuz, üretemediğiniz için hasta olursunuz, başarılı olamadığınız için hasta olursunuz, yükselemediğiniz için hasta olursunuz, tatminsiz olduğunuz için hasta olursunuz…
Aklınıza "Bu yaştan sonra mesleğimi nasıl değiştiririm ki?" gibi sorular geliyorsa, durumunuzu umutsuz, geç kalınmış bir vaka gibi görüyorsanız size şunu söylemek isterim: Muhakkak her durum şu an olduğundan bir üst kademeye taşınabilir. Gerçekten daha sağlıklı, daha mutlu olmak istiyorsanız, hayatınızın geri kalanından daha fazla zevk almak istiyorsanız bunu yapabilirsiniz. Ben 40 yaşında ingilizce öğrenen, 55 yaşında meslek değiştirerek beş yıl sonra zengin olan, 42 yaşında üniversite kazanıp okuyan, kariyerlerini doruk noktasında bırakıp tamamen farklı bir iş alanına yönelen ve bundan büyük haz alan insanlar tanıdım. (Bunlar gibi iş hayatlarını değiştirerek başarılı olduğunu duyduğum, okuduğum insanların sayısı bitmez, onları yazmıyorum bile. Çevrenize dikkatlice bakarsanız siz de mutlaka benzer hikâyeler görürsünüz.)
Eğer hayatınızda böylesine kayda değer bir değişiklik yapmanın size katacağı değerin farkındaysanız işe önce kendinizi daha iyi tanımakla başlayabilirsiniz. Tam olarak yeteneklerinizin, özelliklerinizin farkına varın. Size nelerin mutluluk verdiğini, hayata bakış açınızı, zevklerinizi tekrar hatırlayın. Belki biraz çocukluk döneminizi hatırlamak faydalı olur 🙂 Kendinizi iyi tanıdığınıza inanıyor ve hangi işin sizi mutlu edeceğini biliyorsanız, o zaman bu işi önce hobi olarak görüp küçük bir adım atabilirsiniz. En azından işin zevkini, size vereceği tatmini deneyimleme fırsatınız olur.
Unutmayın ki mutluluk ve sağlık hiç kimseye verilmeyecek, hepimiz kendimiz yaratacağız. Kaynak içimizde, ulaşıp kullanacağız.
Sevgiyle ve sağlıkla ilerleyin…
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu