Eğitim sistemimizdeki eksiklikler, öğretmen ve ailelerin yanlış tutumları sınava hazırlanan gençleri gereksiz bir strese sokarak hasta ediyor. Gençlerin kafalarında sınava yüklediği anlam, her geçen korkuyla büyüyerek gelecek kaygısına dönüşüyor. Bu kaygıyla beraber ya ders çalışmaya fazla yüklenip kendilerini tıkıyorlar ya da kendilerini korumaya almak için geri çekiliyorlar.
Kaygı kişiyi çok çabuk hasta eder. Mide ağrısı, bulantı, aşırı yeme, cilt hastalıkları gibi pek çok rahatsızlıkla kendini bedende gösterir. Korku ve stres belirli bir seviyede olduğunda, yaşamda kendimizi korumamız ve hatta ileriye gitmemiz için bize yardımcı olur. Ancak yüksek seviyeye çıkıp, kaygılar oluşmaya başladığında yaşam kalitesi düşer ve başka sorunları da hayatımıza çekeriz.
Sınavı bir canavar, hayatın geçiş eşiği veya mutlu olmanın engeli gibi gören gençler var. Hatta bu sınavın sonucunda ne elde edeceğini net olarak bilmeyen gençler bile var. Nereye koşuyor farkında değil ve bu bilinmezlik onları hasta etmeye yetiyor. Kimse bilmediği, heyecanlanmadığı bir yere gitmek istemez. Hele bir de önünde bu kadar yoğun çalışılan bir maraton varsa.
Eğer sınav korkusu, başarısızlık korkusu ve gelecek kaygısı varsa BAşARISIZLIK kaçınılmaz sondur. Sınava hazırlanan gençlerin motive edilmesi, sol beyinleri kadar sağ beyinlerini de çalıştırabilecekleri aktivitelere yönlendirilmesi ve doğru meslek seçimi yapabilmeleri için desteklenmeleri gerekir.
Nice üniversite mezunu var ki hiçbir başarı elde edemeden, hasta ve mutsuz yaşıyorlar. Öncelikli olan yaşamda başarılı olabilmektir. Sağlıklı, mutlu, kendine değer veren bir birey olabilmektir. Bu da hayata ve kendinize yüklediğiniz anlamla, duyguyla doğru orantılıdır. Sınavdan gözü korkan, tüm hayat başarısını buna bağlayan gençler yetiştirmek çocuğunu düşünen bir ebeveyne yakışmaz.
Sınav korkusu ve kaygı ortadan kalktığında, motivasyon ve dengeli yaşam başladığında er ya da geç BAşARI yanınızda olacaktır.
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu