Çikolata, şekerleme, pasta, hamur tatlısı her ne geliyorsa aklınıza…
Baş tacımız olmuş, tepemize koymuşuz bir kere, kontrol dışı her yerdeler. Neden bu kadar vazgeçilmezler, neden her yerdeler?
Çünkü beynimizde anlamı da çok bağlantısı da…
Çocukluğumuzdan bu yana pek çok duyguyla eşleştirmişiz tatlıları.
Hadi biraz çocukluğumuza dönelim. Mutlu günlerimizi hatırlayalım, doğum günleri, yıl dönümleri, bayramlar, düğünler… Hep tatlıyla kutlandı. Tatlıyla mutluluk birleşti zihnimizde. Annemiz kendi elleriyle tatlılar yaptı bize, anne sevgisiyle birleşti; öğretmenimiz, babamız, komşumuz bir şey başardığımızda çikolatayla ödüllendirdi bizi, ödülle birleşti tatlı. Her yemekten sonra bir tatlı geldi sofraya, yemekle birleşti tatlı. Her misafir geldiğinde tatlı bir şeyler ikram edildi, dostluklarla birleşti tatlı. Her sürprizin altından çıktı tatlı, sürprizle birleşti… Kim bilir sizin aklınızda daha neler vardır benim hatırlayamadığım.
Beynimiz çocukluğumuzdan beri tekrarlarla, eşleşmelerle kayıt tutuyor, özellikle de bilinç seviyesinin açık olmadığı sadece bilinçaltının işlediği 0-6 yaş arasında. Sorgusuz sualsiz, tekrarları alışkanlık olarak kaydediyor beynimiz, bütün bağlantılarıyla beraber. Tatlı da ne zaman, nerede, neden, neyle yenilir öğreniyor. Hangi duygu yoğunluğuyla eşleştiğini tanıyor. işte bugün, bu nedenle mutsuz olduğumuzda mutluluğa ulaşmak için tatlı yemek istiyorsunuz, başarınızı kutlamak için veya başarısızlığı kapatmak için de tatlı yeme ihtiyacı duyuyorsunuz. Annenizi özlediğinizde ya da sizin için özel bir gün olduğunu düşündüğünüzde yine canınız tatlı çekiyor. Arkadaşlarınıza giderken bu yüzden otomatik olarak tatlıcıya uğruyorsunuz. Yemek yediğinizde tatlıyla bitmemişse yemek, bir türlü doymuş hissetmiyorsunuz kendinizi… Beynimiz biz farkında olsak da olmasak da her şeyi dün gibi hatırlıyor ve öğrendiklerini uygulamak istiyor. Tatlı yeme alışkanlığı sizi bilinçdışında kontrol ediyor.
şimdi durum daha da vahim. Eskiden bu kadar çok tatlı seçeneği yoktu. Bu kadar kolay ve ucuz yollu abur cubura ulaşılamazdı. şimdi 50 kuruşa kendinizi de çocuğunuzu da zehirleyebilirsiniz. Marketler hiçbir besin değeri olmayan, kimyasal ve katkı maddesi dolu janjanlı paketlerle dolu. Bırakın çocukları sizin bile sırf paketi yüzünden alasınız geliyor mu? Bunların satılmasını engelleyemezsiniz, ama siz acaba çocuklarınızın beynine ne gibi tatlı bağlantıları yapıyorsunuz bunun farkına varabilirsiniz.
Parka giderken çantamıza acil durumlar için neler koyuyoruz? Yedek kıyafet ve mendilin yanında bir paket tatlı bir şeyler mi var?
Ödevini yapan ya da uslu duran çocuğunuzu tatlıyla mı ödüllendiriyorsunuz? Tatlıyı yemek yedirtmek için bir araç olarak mı kullanıyorsunuz? Bir sürpriz sözü verdiğinizde altından hep tatlı mı çıkıyor? Arkadaşlarınızı evde ağırlarken tabakları tatlı şeylerle doldurup bir de yedikleri için alkış mı tutuyorsunuz? Neler öğretiyorsunuz acaba çocuklarınıza, gelecekte sağlıklarını tehlikeye sokacak ne tip alışkanlıklar kazanmalarını sağlıyorsunuz? Farkında mısınız neler koyuyorsunuz çocuğunuzun kafasına, tıpkı sizin kafanıza tatlıyı koyanlar gibi!
Sevgiyle ve sağlıkla ilerleyin…
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu