Bazen anlamak için, bazen bilmek için, bazen de eleştirmek için sorularla konuşuruz. Soruyu soruş şeklimiz, ses tonumuz, niyetimiz, kelime seçimimiz ve kurduğumuz cümle yapısı alacağımız cevabında niteliğini belirler. Soru sorduğumuz kişiyi duygusal ve zihinsel anlamda aşağı çekebiliriz ya da yukarıya taşıyabiliriz. Daha çok soruna odaklayabilir ya da çözüme yönlendirebiliriz.
Çatışma, gerilim yaratabiliriz ya da farkındalık yaratabiliriz. Koçluğun temelinde geliştiren, farkındalık yaratan, çözüm üreten soru sorma sanatı yatar. Eğer bir koç gibi sorabilseydik iş ve özel ilişkilerimizde nasıl olumlu bir fark yaratabilirdik. Aynı zamanda kendimizle olan içsel konuşmalarımızda bir koç gibi sorular sorarak iletişim kuruyor olsak davranış ve duygularımızda nasıl olumlu bir fark yaratıyor olurduk?
Denemeye değer…