Her sabah, uyandığınızda, yataktan çıkarken günü algılama şekliniz, günün geri kalanının nasıl geçeceğini belirler. Eğer isteksiz, yorgun, umutsuz, olumsuz duygularla yataktan çıkarsanız beyninizi gün içinde olup bitenlerin olumsuz yanlarını görmeye programlamış olursunuz.
Gün içinde yaşanan tek bir olumsuz olay bile bütün gününüzü mahvedebilir. Her birimiz duygu ve düşüncelerimizle frekans yayan istasyonlar gibiyiz.
Yaydığımız enerjiler, benzer frekanslarla buluşacak ve beynimiz program doğrultusunda bir algı alanı yaratacaktır. Aklımız neredeyse algımız da orada oluyor. şimdi defterinize güne başlarken genelde hangi hisler içindesiniz, yeni başlayan günden nasıl beklentileriniz var, bunların hepsini tek tek yazın.
Aklınıza gelen olumsuzlukları sıralayın. Defterin diğer tarafına da şunları yazın: "Yeni ve taze bir gün başlıyor. Yeni kazançlar geliyor. Yeni ve güzel haberler geliyor. Yeni mutluluklar geliyor. Yeni dostluklar kuruluyor. Yeni işler tamamlanıyor. Yeni güzellikler geliyor…" Bu yazdıklarınızın olabilmesi mümkün.
Önce bunların evrende mevcut olduğunu fark etmeniz gerekir. Önemli olan bizim odağımızın nerede olduğudur. Bugüne kadar odağınız bir şekilde olumsuz beklentilere kaymış olabilir, ama şimdi bunu değiştirebilirsiniz.
"Günün bütün güzelliklerini görmeye, duymaya, hissetmeye hazır ve açığım. Günün güzel haberleri, iyilikleri, bereketi, rahatlığı bana akıyor. Öğrenmeye, gelişmeye ve gülmeye hazırım. Harika bir günle buluşmaya hazır ve istekliyim."
(Fark Et Uygula Değiş sf. 108-111)
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu