Nasıl ki dünyamızda var olan her şey bir enerjiyse Korona virüsü de bir çeşit enerji. Neydi evrensel yasalardan biri; “Benzer benzeri çeker”. Her türlü zarar veren virüs, sağlıklı (zihinsel ve bedensel) insanın titreşiminden (evrene yaydığı frekans) daha düşük bir frekansa sahiptir. Şimdi sen korkarsan bağışıklık sisteminden çalarsın, kötü beslenirsen bağışıklık sisteminden çalarsın ve titreşimin de düşer. Sonra da, bu titreşimine eş değer en yakın virüse davetiye çıkarırsın. Çünkü o virüs de, senin benim gibi ayakta kalmaya, yaşamaya çalışıyor. O virüs için en iyi yaşam alanı, kendi frekansına yakın bir bedendir.
Sağlıklı beslenmek ve temiz olmak önemli ama ondan daha da önemlisi temiz, sağlıklı düşüncelerimiz; dolayısıyla da düşüncelerimizle harekete geçirdiğimiz duygularımız. Düşünce yoğun olursa hayal gücüyle olumlu ya da olumsuz duygular tetiklenir. Duygu işin içine girdimi de, beden titreşimi değişir. İşte bu yüzden şu an fiziksel sağlığına dikkat ettiğinden çok daha fazla, zihinsel sağlığına dikkat etmeni tavsiye ederim. Korona’dan önce sanki ölümsüz müydük ki şimdi bu kadar ölümden korkar olduk. Sorun ölüm değil, acı çekerek ölmek diyorsan cevabım şu olur; zaten bir gün öleceğiz ve nasıl öleceğimizi bilmiyoruz. Bunun için ben hep şu olumlamayı yaparım “Sağlıklı ve mutlu ölmek istiyorum ve öylede olur’’ 🙂
Sağlıklı yaşam tedbirlerinizi alın, hatta bunu yaşam tarzı haline getirin. Çünkü zaten olması gereken de bu :). Farkındaysan Korona bir yandan da olumlu bir değişim için insanlığa iyilik de yapıyor. Eksiklerimizi ve yanlışlarımızı yüzümüze yüzümüze vuruyor. 🙂 En önemlisi de, hala insan zihninin ne kadarda korku temelli olduğunu, kitlesel algı operasyonuna ne kadar da yatkın olduğunu gösteriyor bize. Yalnız kalmaktan, kendiyle baş başa kalmaktan, hatta düşünmekten ne kadar da korktuğumuzu gösteriyor. Şu anda korkan insanların asıl korkusu, kendi düşünce virüsleri. Bu virüslü düşünceler, frekanslar halinde kolektif bilince akıyor. Oradan da, tekrar bize geri geliyor.
Bir önceki yazımda bu süreci fırsata çevirip nasıl yararlanabileceğimizi, süreci nasıl daha iyi yönetebileceğimizi yazdım. Eğer okumadıysanız lütfen ona da bir göz atın. 🙂
Biz kendi zihnimizi yönetemezsek zihnimiz bizi yönetmeye başlar. Ve zihin bizim hizmetkarımız olması gerekirken biz onun kölesi oluruz. Sonra da, böyle kapitalist ve siyasi sistemler işine geldiği gibi bizi yönetir. Zaten zihin kontrolü yapabilmek, çoktan öğrenilmesi gereken bir durum değil miydi? Hiç olmazsa bu eve kapanma sürecini fırsat bil ve düşünce, duygu kontrolü yapabilmeyi öğrenmek için emek ver. Zihninin korku temelli illüzyonuna girip, frekansını düşürüp istemediğin hastalık ve hastalıklı kişilerle karşılaşmak yerine sen zihnini sağlık, sevgi, şefkat, bolluk-bereket temelli kullanıp bunlara eş değer frekanstaki güzellikleri hayatına davet etsen nasıl bir hayatın olurdu, kendini nasıl hissederdin?
Bu konuda sana yardımcı olabilecek pek çok yazı, kitap ve videolar var. Özel destek almak istersen benim gibi bu alanda hizmet veren profesyonel Yaşam Koçu ve NLP uzmanları var. Korona’yı atlatma sürecinde toplumsal destek vermek için ücretsiz grup çalışmalarım da var, istersen onlara da katılabilirsin ya da sağlık bilincini yükseltmek ve korunma meditasyon çalışması ses kaydından ücretsiz olarak yararlanıp bir başlangıç yapmak istersen bana @arzubiyiklliogluofficial’dan veya www.arzubiyiklioglu.com’dan ulaşabilirsin.
Birkaç ay sonra Korana gidecek ama Korona’dan sonra pek çok şey eskisi gibi olmayacak. O yüzden, bu süreçte zihnini yönetmeyi öğren, hatta biraz daha öteye geç ve zihnini fethet, zihinsel devrimini yarat.
Ben şimdiden Korona’ya el sallıyorum; “görevini yaptın, dersini verdin, haydi güle güle” diyerek onun gökyüzünde kaybolduğunu hayal ediyorum. 🙂 Sen de benim hayalime katılmak ister misin?
Yaşam Koçu ICF PCC & NLP Uzmanı
Arzu Bıyıkloğlu