Çok şükür ki son bir kaç yılda ülkemizde okuma oranı artmaya başladı. Özellikle de kişisel gelişim alanında 🙂 Bu da demek oluyor ki dış dünyayı kontrol etmekten ya da şikayet etmekten kendine yönelip kendini değiştirme bilincine gelen insan sayısı giderek artıyor.
Bireysel gelişim ve tekamül açısından kitap okumak, seminerlere katılmak, öğrenilen konular üzerine sohbetler etmek ilk evre. Bu evrede zihinsel bir hazırlık yapılıyor ki bu da gerekli. Fakat aynı zamanda da tehlikeli, tabii ki tehlikeyi yaratan da yine insanın kendisi. Tehlike şu şekilde açığa çıkıyor; Kişisel gelişim kitaplarını okuyan kişinin zamanla bilinç seviyesi değişmeye başlıyor ve daha çok okumaya yöneliyor. Okudukça yeni bilgiler öğreniyor ve bu bilgilerin hepsi de kişinin yaşam kalitesini arttırmak üzere vaadlerde bulunuyor. Çok okuyan kişi zamanla ya en iyi bilgiyi bulup kestirme bir yol bulacağının yanılgısına düşüyor ya da bilgi sarhoşu olmaya başlıyor. En iyi bilgiyi bulmanın peşine düşen kişi sanki sihirli bir hap bulup ona kavuştuğunda tüm hayatı değişecekmiş yanılgısında oyalanırken, bilgi sarhoşu olan kişi tatmin olmaz bir açlık ile çiçekten çiçeğe konan fakat kovanına bal yapmak için dönmeyi unutan bir bal arısı gibi kitaptan kitaba, seminerden seminere uçuyor. İşte yazımın başlığı olan ”Tekamülde Takılan İnsan” derken bilgiler arasında kalıp sürekli patinaj yapan bu insan grubunu kastettim ki çoğunluk bu bölgede fazlaca takılıp oyalanıyor. Bu oyalanmanın sonucunda bireye bir sıkıntı basıyor. Birinci patinaj grubunda olanlar “Değişmem için daha neyi bilmem gerekiyor, ne eksik acaba” derken ikinci patinaj grubundakiler “her şeyi biliyorum ama pek bir şey değişmiyor” diye hayıflanmaya başlıyor. Şimdi siz düşünün 🙂 bu gruplardan birisine giriyor musunuz ?
Bilgi önemli tabi eğer doğru ve temiz bilgiyse 🙂 ama bu da yeterli değil. Sadece bilmek insanı pek fazla bir yere götüremiyor. Öğrenmek zihni açmak, farkındalığı arttırmak, değişim için hazırlanmak, motive olmak …için çok önemli bir evre ancak. Ancak tekamülün ya da bireysel dönüşümün sırrı ne sihirli hap bilgide ne de daha çok bilmekte… İşin sihri, bilgiyi işleme alabilmekte. Kasa geçmemiş bilgi sadece bir söylentide kalmaktadır. Nasıl ki sadece kitap üzerinden teknik olarak basketbol oynamayı öğrenmeniz sizin milli takıma girmenizi sağlamayacaksa hayatta uygulamaya alınmamış bilgi de sizi veya hayatınızı değiştirmeyecektir… İçeride dönüşüm yoksa dışarıda da bir değişim yoktur. NET!
Bilginin uygulanma kısmı bilgiyi elde etme kısmından çok daha zordur. Zaman ister, emek ister, sabır ister, istikrar ister 🙂 uygulama yapmamak için istediğiniz kadar direnin, istediğiniz kadar bilin eninde sonunda uygulama aşamasına geçmeniz için tekamül sizi zorlayacaktır, mecbur bırakacaktır. Ya da diğer alternatifi seçip biz Türklerin değimiyle ‘’ Paşa paşa uygulamalarımı yaparım ‘’ diyebiliriz :).
Sevgili okurum, sevgili tekamül dostum 🙂 bugünlük de sohbetimiz buraya kadar. Ama söz kaldığımız yerden devam edeceğiz. Kim bilir beklide sen bu yazıya ulaştığın zaman ben çoktan devamını yazmış bile olabilirim 🙂 ve sen de şimdi sohbetimize kaldığımız yerden onu okuyarak devam edebilirsin…
Patinajlı değil ilerlemeli bir hafta olsun 🙂
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin…