Bir gün, bir dost, kapınızı çalar ya da sizi arar, belki de her gün geliyordur/arıyordur… Kusarcasına size içini boşaltır, ondan bundan şikâyet eder. Kendini haklı çıkarmak için ya da kendisine ne kadar haksızlık yapıldığını anlatmaya çalışır. Sorunlar onu bulmuştur, isyan eder, yakınır, ağlar, kızar, öfkelenir… Siz o an belki mutluydunuz belki de kendi sorununuza çare aramakla meşguldünüz; ama artık o dostunuzun sorununun içine dahil olarak onun yaşadığı duyguları yaşamaya başlarsınız… Hele bir de empati yapıyorsanız sorunun ve negatif enerjinin büyümesi için çalışmaya başlamışsınızdır. Arkadaşınız, negatif duygu ve düşüncelerini size zehirli bir gaz gibi akıtmaya başlamıştır, anlatacakları bittikten sonra o bol miktarda oksijen almış gibi rahatlar ve hayatınızdan çıkıp gider. Siz, onun sorununu kafanızda taşıyarak yatağa gidersiniz, belki benim başıma da gelir diye senaryolar yazmaya başlarsınız. Ya da sürekli arkadaşınızı düşünür, siz de üzülürsünüz; içiniz sıkılır, dengeniz bozulur. Arkadaşınızın sorunu hâlâ yaşıyordur, çünkü konuşmaktan başka bir şey yapmamıştır.
Size niye bunları anlattı? Niyeti neydi? Haklı olduğunu ispatlamak mı? Ne kadar mağdur duruma düşürüldüğünü, kurban edildiğini ispatlamak mı? Sizden akıl almak mı? Yoksa derdine çare olacağınız bir çözüm önerisi almak mı? Lütfen iyi düşünün ve sizden çözüm önerisi almak olmadığının farkına varın. Bu gerçekten de en son ihtimal. Kaç arkadaşınızın sorunlarına çözüm oldunuz? insan, kendi sorununa kendisi çözüm olmadıktan sonra kimse ona çözüm bulamaz. Bunu, akıl verdiğiniz, çözüm sunduğunuz arkadaşlarınızın gidip yine kendi bildiklerini yapmalarından anlayabilirsiniz.
Biz şimdi size dönelim, kendinizi böyle durumlardan nasıl koruyabilirsiniz:
1) Karşınızdaki kişiyi objektif dinleyin, aranıza bir cam perde koyduğunuzu ve onun duygularının camın arkasında kaldığını düşleyin.
2) Arkadaşınızın anlattıklarının önünüzde duran ya da kafanızın üstünde duran bir çöp tenekesine gittiğini hayal edin.
3) Soru sormayın; sadece bu şekilde dinleyin ve konuşması bittiğinde ona “şimdi kendini daha iyi hissetmek için, bu duruma bir ara vermek için ne yapsan sana iyi gelir, kafan dağılır, hadi gel onu yapalım” deyin. Açık havada yürüyüş, dans, bir kahve, müzik, spor, belki de duş almak çok iyi gelecektir ve olumsuz duygu temposu düşecektir… Durumunu değiştirmemek için direnç gösterirse “bu kadar kötüysen belki de profesyonel bir destek almaya ihtiyacın vardır, bir düşün” diyebilirsiniz… Ya size katılacaktır ya da “aslında o kadar kötü değilim halledebilirim” diyecektir. Size kızabilmesi de başka bir ihtimal tabii ki… Kendi sağlığınız ve arkadaşınızın sorununu çözebilmesi için bunu göz almalısınız. Çünkü onunla beraber sorunun içine dalmanız hem size sıkıntı getirir hem de onun sorununu büyütür. Gerçek bir dost ise sizi daha sonra anlayacak ve teşekkür edecektir.
4) Arkadaşınızla görüşme bittikten sonra hemen çöp kovasını boşaltın ve gülümseyerek şükredin…
Aklınıza tekrar konuşmalar gelirse hemen tekrar çöp kovasını boşaltıp gülümseyin… 🙂 Kendinizi iyi hissedeceksiniz…
Sevgi ve sağlıkla ilerleyin…
Arzu Bıyıklıoğlu
NLP Uzmanı ve Yaşam Koçu